Kardeşlerim, hem alem-i islam ve bilhassa memleketimiz fevkalade günlerden geçmekte, dışarda küfür kuvvetleri içerde zındıka komiteleri bu vatanı içten ve dıştan çökerterek parçalamayı ve alem-i islamın bu ileri karakolunu düşürmek ve ümmet-i Muhammedin bu ümit meşalesini söndürmek için bütün kuvvetleriyle çalışmakta olduklarını görüyoruz.
Fakat kardeşlerim müsterih olunuz, ebedlerden gelen o kudsi ve nurani sada ve ahadis-i sahihanın işaratı ve Rabbimizin bizlere müjdeleri işaret ediyor ki bizler artık galibane devam ve kemalde olacak bir devrenin müşahidleri oluyoruz.
Bütün müjdeler şartlara tabidir. O şartlar birer birer meydana gelmektedir. Ve hikmet dünyasında Hakim-i Zülcelal hikmetle iş görmektedir. Hikmet ise eşyanın vücudunda tertibi ve tedrici iktiza etmektedir.
Memleketimizde ki hadisat-ı siyasiyeyi de bu muvacehede değerlendirmeliyiz. Bir maksad bütün bütün elde edilmezse bitamamiha terkedilmez düsturu ile mesaili mütalaa etmeliyiz.
Malumdur ki: “Desatir-i hikmet, nevamis-i hükumetle; kavanin-i hak, revabıt-ı kuvvetle imtizac etmezse cumhur-u avamda müsmir olamaz.” (Mektubat s.471)
Milletin seçtiği vekillerin adalet namına yaptıkları çalışmaların semeresiz kalmaması için kuvvetli bir icra merkezine ihtiyacı olduğu, bu tarzı,şuralar ile devleti idare eden asrı Saadetin cumhurreisleri olan Hz Ebubekir, Ömer, Osman, Ali ra ecmain de en kemalde zuhur eden idare şekline yakınlaşma gördüğümüzden “EVET” diyeceğiz.
“Evet eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal” diyen üstadımızın darbe anayasalarından, isdibdat ı mutlakadan memleketimizi kurtarmak adına atmış olduğu bu adımın tam hürriyet i şeriyyeye ve hakiki adalete, asayişin teminine mukaddime olacağını ümit ederek muvaffak olmasını arzu ediyoruz. Allah bizleri istikametten ayırmasın. Ve devletimize ve milletimize daima adil bir ahenk ve ferasetli adil idarecileri nasib etsin.
Mevcut hükümetimiz ve gece gündüz milleti için çalışan gayretli Reis-i Cumhurumuzun yanında müsbet icraatlarının arkasında bir manevi kuvvet olarak duruyor ve durmaya devam ediyoruz.
İttihad-ı İslamın bu arafesinde alemi İslamın ileri karakolu ve Son kalesi olan bu vatanda külli hayırlara vesile olan bu hükümetin cuzi hatalarını nazara almadan bütün kuvvetimizle insanlığın ebedi kurtuluşunu netice verecek olan ittihat ı İslamın mayası olan bu vatan için referandum da “EVET” diyeceğiz.
Nur taleberinin umumunun aynı istikamette kanaat taşıdıklarında şüphem olmadığı bir hakikatı umum Nurcular adına açıklamakta tereddüt etmeyeceğim.
Varlığını muhalefet yaparak isbat etmeye çalışan bir siyasi gazetenin (Yeni Asya) Nurculuğu ve nur talebelerinin efkarını temsil edemiyeceği apaçık olmakla beraber, Feto terör örgütü ile aynı istikamette yayın yapması ve üzerinde siyasi kimlik ve tirajı bu husustaki düşüncemizi teyit eden bu gazetenin yine o zındıka komiteleri tarafından acınacak bir halde istimal edildiği apaçıktır.
Bu gibi zillet ve meskenet içinde şaşırmış bir güruhun Nur talebeleriyle bir alakası olmadığı Nurculuğu temsil etme gibi bir salahiyetleri olmadığını da kamuoyuyla paylaşmayı bir vazife telakki ediyorum.